Sizinde paylaşmak istediğiniz bir
fıkranız varsa bana gönderebilirsiniz...
YORGUNLUK
Genç bir sanatçı adayı , kız doktoruna telefon açıp aldığı randevuya gelemiyeceğini söyledi. Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?"
-Yoo değilim. Yalnız bugün bir prodüktöre gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık.
Kısacası doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!
ABLUKA
Amerikada yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış.
Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane.
Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış.
İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış.
-Hey Joe, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım.
DÜNYANIN SONU
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler...
Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak...
" Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor.
" Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."
KARDAYIM
Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'
TEMEL VE KARISI
Fadime ile Temel evlenirler. Fadime Temel'e
- Temel biz evlendik ama zannetme ki biz her akşam ilişkiye gireceğiz,
benim canım ne zaman isterse o zaman olacak, ben her akşam yatmadan önce saçlarımı tararım
eğer o akşam saçlarımı sağa tararsam bilki o akşam bana yaklaşma keyfim yok, sola tararsam
eh bir ihtimal şansını dene ama geriye doğru tarasam işte o akşam parçala beni der. Temel'de altta kalırmı, Fadime'ye
-Benimde seninle öyle her akşam sevişeceğimi
zannediyorsan yanılıyorsun, birkere akşam eve geldiğimde rakı sofram hazır olacak.
Ben eğer o akşam 1 tek atarsam bilki o akşam keyfim yok zaten sana dokunmam 2
tek atarsam bir ihtimal olabilir amaa üçüncüyü atarsam saçının şekline mekline bakmam kolla kendini derim.
TEMEL MİTTE
MİT eleman alımı için duyuru yapar.
Üç kişi başvurur. MİT binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır.
İlk adam içeri alınır ve su sorular sorulur. "Karını seviyormusun?"
"Evet, efendim" "Ülkeni seviyormusun?" "Evet , efendim" "Pekala ,
biz karını da getirdik. Şu an yan odada." denir ve masanın üzerine bir tabanca konur.
"Şimdi odaya gir ve karını öldür.!" Adam silahı alır yan odaya geçer. 5 dakika hiç ses duyulmaz.
Adam tekrar ilk odaya geri döner. Kravatı gevsemiş, ter içinde kalmıştır.
"Yapamıyacağım efendim." der ve orayı terk eder. İkinci adam içeri alınır. Aynı sorular sorulur.
Aynı yanıtlar. Ve ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam yapamayacağını söyler ve ayrılır.
Son adam Temel girer. Aynı sorular. Aynı cevaplar. Ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir.
Temel içeri girer. 5-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye başlar. BAM,BAM,BAM,BAM,BAM,BAM ....
Derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam kırılması duyulur. Temel içeri girer , biraz terlemiştir.
MİT personeli sorar "Ne oldu ?" Temel cevaplar..
"Efendim bana verdiğiniz silah kurusıkı çıktı, o yüzden onu pencereden aşağıya atmak zorunda kaldım"
LEZBİYEN
Temel bara gitmiş. Yanındaki kadınla sohbet ederken kadın:
-Ben lezbiyenim , demiş.
Temel lezbiyenin ne olduğunu sorunca, kadın:
-Ben yalnızca kadınlarla beraber olurum, demiş.
Temel' in hoşuna gitmiş.
-Pen ta sizin cibu lezbiyenum, demiş.
TEMEL OTELDE
Temel Londıra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor. 'Ulan' diyor, __Ben asağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mı acaba? Geçiyor aynanın karşısına ve purova yapıyor... __Bana bir fvisku,,,,,yok böyle anlarlar
__Bana bir raki......'yok' diyor 'böyle de anlarlar.
__Bana bir bira.... Tamam diyor böyle iyi anlamazlar.... Ve aşağıya iniyor, masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor. Barmen bana bir bira. Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor: __Birader sen laz mısın?
Temel _uuuy nasıl anladın diyor;
_burası resepsiyon da bar karşıda......!
DOKTOR TEMEL
Temel dahiliyeci olmuş ve buna bir gün kadının biri gelmiş, demiş ki:
-Doktor bey ne yesem onu sıçıyorum. Pasta yiyorum pasta cıkıyor ekmek yiyorum ekmek çıkıyor,demiş.
Temel de : -O zaman bok ye, demiş.
PAHALI SEVGİLİ
Geç saatte bardan çıkan Temel, yanında yeni tanıştığı sevgilisi ile
Beyoğlu'nda yürümeye başladılar.
İthal malı pahalı iç çamaşırları satan bir mağazanın önünde durdular. Sevgilisi, mağazanın vitrinini görüncecilveleşti:
- Bunlardan istiyorum...
Temel lafı itkiletmeden cebinden kocaman bir tuğla çıkardı ve vitrine fırlattı...
Vitrinden bir tomar külot ve sutyen alıp , sevgilisine verdi.
Yürümeye devam ettiler.
Kız bu defa bir kürkçünün önünde durdu ve mankenin
üzerindeki vizonu gösterdi:
- Onu da istiyorum...
Temel, elini cebine attı, bir tuğla daha çıkardı ve vitrine fırlattı. Bir
kaç dakika sonra vizon kürk kızın sırtındaydı.
Yürümeye devam ettiler. kız, bir kuyumcunun önünde durdu. Vitrindeki zümrüt kolyeyi gösterdi:
- Onu da istiyorum...
Temel, yine elini cebine attı ve bir tuğla parçası daha çıkardı, vitrine
fırlattı. Ve sevgilisinin istediği zümrüt kolyeyi kendi elleriyle boynunataktı.
Yürüdüler... Kız bir oto galerisinin önünde durdu bu kez. Son model BMW'yi göstererek ve de kırıtarak:
- Onu da istiyorum...
Temel öfkeyle kıza döndü:
- Eee, yeter artuk!
- Senun isteklerun pitmeyecek.Sanki penum tuğla fabrikam
mi var sanaysun?
CÜMBÜŞ
Temel, Demir Yolları'na makasçı olmak üzere başvurmuş. Sınava sokmuşlar ve sormuşlar:
- Aynı tren yolunun bir yanından saatte 150 km. hızla bir
katar geliyor, karşı yönden de 100 km. hızla bir başka tren geliyor. Bu durumda neyaparsın?
- Fadime'yi çağirurum, demiş Temel...
- Fadime de kim?- Benum kari...
- Oğlum, karını çağırmanın sırası mı İki tren ha çarpıştı,
ha çarpışacak...
Temel sırıtmış:- Eh, o da görsun cümbüşü daa...
OTOBÜS
Adamın biri bir gün otobüs durağında bekliyormuş.
Az sonra otobüs gelmiş fakat içerisi çok doluymuş onun içinde şoför el hareketleriyle
durumu adama anlatmaya çalışmış adamda şoföre el hareketi çekmiş otobüs şoförü adamın
yanına gelerek sen nasıl bana el hareketi çekersin demiş.
Adam da ben iki kişinin arasına sıkışırım demek istemiştim demiş.
ÖDÜL
Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış.
Karşıdan gelen Temel ile Fadime’yi gören komiser hemen arabayı durdurmuş.
ikisi de emniyetkemeri takılmış görünce,ya beyefendi bu gün yaptığımız kontrolde tek
emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 milyon ödül veriyoruz.der.
"ama merak ettik bu parayla ne yapacaksınız.Temel sevinçle "ne yapacağım hemen gidip
kendime bir ehliyet alacağum der. Komiser şaşkın şaşkın "ne ehliyetiniz yok mu der,
Fadime olayı toparlamak için, kusura bakmayın memur bey temel içince ne dediğini bilmez” der.
Komiser daha da şaşkınlıkla"ne bir de içkili misiniz diye haykırır. Arkadan yaşlı adam öne atılır ve
"ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye.
Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdruste koşa koşa gelerek"ne oldi geçtuk mi sınırı"der.
KIZAMIK
Bey, telefonu açıp seslendi :
-Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık.
-Biliyorum, dedi doktor, dün sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim, kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve..
-Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi öpmüş bir kere...
-Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı.
-Doktor bey, bir şey daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm...
-O... İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış olmalı.
-Ya..sonra ben karımı öptüm...
-Ne diyorsun be? Öyleyse ben de
kızamık olacağım demek...
SERT KOVBOY
Bir kovboy çiftliğine dönmektedir.Bindiği atı yeni satın
almıştır.Atın üstünde bir gün evvel evlendiği genç bir kadını da
getirmektedir.Sel yatağı boyunca ilerlediklerinden, kötü bir rastlantı
sonucu at kayar. -Bir,der kovboy kısaca. Ve on dakika sonra at yine bir
yoldan sapma yapar. -İki, der kovboy. Biraz daha ileride, at bir engel
karşısında, az kalsın dengesini kaybeder gibi olur, bu kez kovboy ne
bir, ne iki der.Kadını attan indirir ve : -Üç, der! Ve bir tabancayla
atı öldürür. Genç evli kadın, dehşete düşmüştür.İtiraz etmekten kendini
alıkoyamaz. -Herşeye karşın, biraz sert, yapmamalıydın! Ve kovboy sayar
: -Bir!
ŞEMSiYE
Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış.Şemsiye taşıma hakkı
sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden
biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri
görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş.Eri çağırarak : -Bu ne küstahlık,
demiş.Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş. -Bu sana bir
ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma! Neye uğradığını anlamayan
er : -Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş : -Teğmenim, beni
az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı
diyeyim?
AMELİYAT YERİ
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri
arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar : -Sevgilim sana
apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim. Delikanlının gözleri parlar.
-Göster canım göster. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek : -Bak şu
ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı....
MAKİNİST TEMEL
Temel treni surerken raylar Uzerinde bir cocuk
gormus,yantaraf dada piknik yapan 200 kisi, Temel insanlari yada cocugu
ezecekmis ve cocugu tercih etmis ertesi gun haberlerde 201 kisi tren
kazasinda oldu haberi duyulmus polisler makinist temeli sorguya
cekmisler temel olayi ve kararini anlatmis ve eklemis cocugu ezeceydum
oda kalabaliga dogru kacinca hepsini ezdim.
ISLAK TEMEL
Temel her baliga gittiginde islak donuyormus babasinin
dikkatini cekmis ve sormus ula Temel sen paluktan hep islak doneyursun
nedendur daa.Temel cevap vermis pabacugum ben paluga cikinca sigara
iceyurum, baba e oglum bunun islaklikla ne ilcusu var demis Temel
pabacugum sigara bitunce denize atayirum sonsun diyede ustune basayurum
onun icin islanayurum.
KORKUNUN NEDENİ
Kompartmanda tek basina yolculuk ediyordu. Birden kapi acildi ve cifte
tabancali biri; Cabuk paralari!! sokul diye bagirinca, adam korkudan
titreyerek cevap verdi: -Kusuruma bakmayin ama meteligim yok. -Oyleyse
niye titriyorsun? -Yolcu guldu; -Ben sizi konduktor sanmistim da!...
AFRİKA
-Ev odevi hazirlayan cocuk babasina sordu.? -"Afrika ne
taraftadir baba".? -Babasi bilmiyorum demeyi kendisine yediremedigi icin
biraz dusundu.Fazla uzakta olmamali dedi. -Cunki bizim sirkette bir
zenci var. -Hergun ise bisikletle gidip geliyor.
TEMELİN KAYNANASI
Temel bi gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. N'oldu
diye sormuşlar. Temel : -Kaynanamı gömdük. Kahvedekiler: -Iyi de bu
halin ne? -Biraz direndi de.
TEMELİN İCADI
Temel 1 sene çalismis bir alet yapmis.Alet bir karis sopa ucundada bir
jilet ve bir peynir.bunu Ankara'ya götürmüs tescilletmek için.Demisler
bu ne Temel anlatmis fare kapani.Fare sopanin üstünden gelecek peyniri
yerken boynu kesilecek demis.Herkes demiski kesmenin olabilmesi için
hareket lazim demisler ve Temel gitmis.1sene sonra gelmis ayni alet
ucunda peynir yok bu nasil çalisir demisler. Fare gelecek peyniri
göremeyecek nerden benim peynirim deyip kafasini sallarken boynu
kesilecek demis.
TEMEL VE ÇOBAN
Bir gün dagda gariban bir çoban zengin agasinin yüzlerce koyununu
otlatirken yanina birisi yaklasmis. Temel:
- Hey hemserim kolay gelsin. Sana burda kaç koyun oldugunu söylersem
banabir koyun verirmisin. Gariban çoban biraz düsünmüs ve aklindan
"Ulan ben bile burada kaç koyunoldugunu bazen sasiriyorum bu adam nerden bilecek demis" ve Çoban:
- Tamam bilirsen al bir tane koyunu götür. Temel:
- Tam 548 koyun var. Çoban:
- Hemsehrim dogru bildin. Bir koyunu al götür.Tabi o adam gitmis
koyunlarin arasina dalmis ve en irisini sirtlamis götürürken çoban
seslenmis.Çoban:
- Hey...! dur bakalim bende senin nereli oldugunu bilirsem koyunu geri
birakacak misin. Temel kabul edince coban:
- Sen Trabzon'lusun.
- Peki nereden anladin?
- 548 tane koyun içinden davar
köpegini sirtlayip götüren Trabzonludan baskasi olmaz da ondan.
NOŞUT
Temel Afrika'ya safariye gitmiş. İlk günün sonunda gece
otelin lobisinde avcılar konuşuyormuş. İngiliz ben bugün 1 gergedan
vurdum demiş. Fransız ben de 1 aslan vurdum demiş. Temel de ben de 1
noşut vurdum demiş. İngilizle Fransız anlamamış ama cehaletleri belli
olmasın diye de sormamışlar. Ertesi gün yine ava gidilmiş gece yine
toplanmışlar. İngiliz ben 2 kaplan vurdum demiş. Fransız ben de 1 fil
vurdum demiş. Temel ben 4 noşut vurdum demiş.İngiliz dayanamamış sormuş:
"Kusura bakma ama noşut nasıl birşeydir? Bunca yıllık avcıyım hiç
duymadım." Temel de "Ben de ilk defa burda gördüm. Kara kara birşeyler
insana benziyorlar. ellerini kaldırıp noşut noşut diye bağırıyorlar
demiş.
SÜZME
Temelin 8 tane cocugu varmis ama hepsi de birbirinden
salak, gerizekaliymis. Temel ve karisi Fadime doktora gitmisler.Durumu
anlatmislar. Böyle böyle biz artik cocuk istemiyoruz demisler. Doktor
bunlara 1-2 kutu prezervatif vermis. Nasil kullanilacagini falan
anlatmis yollamis. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri
kalmamis Temel kara kara düsünmeye baslamis . Ne yapsak ne etsek diye
Fadime "Dur ben sana dantelden örüvereyim demis" Olcüyü falan almis 1-2
gün icinde örmüs. aradan 9 ay gecmis Temel ile Fadimenin 1 cocuklari
daha olmus. Zamanla cocuk büyümüs, 9-10 yaslarina gelmis. Ama nasi bi
cocuk zeki mi zeki, firlama mi firlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyo. Tum
sinavlarda birinci, sporda tum sehrin en iyisi, Köyün en zeki,atilgan
cocugu olmus. Bir gün Temel kahvede otururken sormuslar : " Ya Temel
senin 9 cocugun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasi oluyor da bu kadar
akilli oldu?" Temel gerine gerine cevap vermis : " Suzme o, suzme."
PROVA
Temel iş için gittiği bir şehirde birkaç günlüğüne bir
otele yerleşmiş. Akşam yatma vakti yatağa girdiğinde yan otel odalarının
birinde büyük bir gürültü. Temel rahatsız olduğundan uyku tutmayınca
gidip uyarmak istemiş. Kapıyı çalıp, durumu anlatınca kapıyı açan; -
Kusura bakmayın biz müzisyeniz yarın bir konserimiz var da prova
yapıyoruz. Anlayışla karşılamış Temel, ve geri dönmüş. Ertesi gün yine
aynı gürültü ve yine uykusuzluk. Tekrar gitmiş ve kapıyı çaldığında yine
aynı cevapla karşılaşmış ve yine anlayışla karşılaşmış. Bu durumlar
birkaç gün bu şekilde sürmüş. Bir gün akşam müzisyenlerden gürültüye
devam ama kapıyı çalan yok. Merak etmişler; -Bu Temel'e bir şey oldu
galiba Kapısını çalmışlar Temel'in ama kapıyı açan yok. Bir yolunu bulup
içeri girmişler. Yatak odasından Temel'in tuhaf sesleri geliyor. Yavaşça
yaklaşmışlar Temel yatağın üzerinde mastürbasyon vaziyetlerinde. Biri
dayanamamış sormuş: -Arkadaş bu ne vaziyet? Temel de; -Bugün prova
yapiyrum, haçan yarin hepinizun anasini....
FOTORAFÇI VE TEMEL
Temel bir gün fotoğrafını çektirmek istemiş. Fotoğrafçıya;
- Ben fotograf çektirmek istiyorum. Lakin vesikalık olmayacak.
Fotoğrafçı; - Olur efendim. 24 çarpı 32'ye ne dersiniz? Temel; -432 eder
de, haçan punin konimuzlan ne alakasi vardur?
ÇÖLDE
Temel colun ortasinda susuz kalmis. Birden cin gelmis uc
dilekte bulunmasini istemis. -Su. -Bir sise buz gibi su gelmis. Cin, -Bu
sise hic bitmez. Bittikce kendiliginden dolar, obur dileklerin neydi?.
Temel, -Bu siseden iki tane daha.
TREN
Temel ve iki arkadasi istanbul'dan Trabzona'a gitmek üzere
tren garina giderler. İlk Trabzon treni 1 saat sonradir, bileti alirlar.
Ne yapalim bir saat diy düsünürken yemege gitmeye karar verirler.
Yemekte sohbet, muhabbet saate bir bakarlar ki 1 saati geçmis. Hemen
kosarlar tren garina ama tren gitmiş. Yine bilet alirlar 1 saat sonrasi
için. Ne yapalim vakiti nasil geçirelim derken kahveye giderler. Çaylar
kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktiklarinda 1 saat olmasina 5
dakika vardir. Hemen kosarlar gara ama trene yetisemezler.Giseye gidip
sorarlar yine Trabzon'a gidicek tren varmi diye.Gisedeki adam "Bakin bu
son tren eger bunuda kaçirirsaniz Trabzon'a bugün dönemezsiniz" der .
Bileti alırla yine sikilmislar ne yapalim derken pastaneye gitmeye karar
vermisler. Pastalar, kekler, çörekler muhabbet derken saate bir
bakmislar ki 1saat olmak üzere hemen kosmuslar gara. Tren yeni hareket
ediyor, içlerinden biri uzun ilk vagonu yakalamis, digeri orta boylu son
vagona tutmus. Tren gitmis,Temel oturmus yere baslamis gülmeye. Gise
memuru yanina gelmis. "Sen ne garip adamsin. 3 tren kaçirdin,
arkadaslarin gitti, sen kaldin, aglayacagina gülüyorsun be adam. Temel :
"Uy hemserum onlar beni geçirmeye geldiydu ben ona güleyrum"demis.
NASREDDİN HOCA (Fatih
Gönderdi)
Nasrettin hoca sokakta dolaşırken bir adamın ahlayıp uhladıgını
gormuş adama dogru donum hacı efendi niye aglıyorsun demiş adam sorma
başıma gelenleri demiş hoca neoldu demiş benim hanım üçsilahsörler
romanını okur dururdu bırak hanım etme hanım en sonunda başına bir iş
gelecek dedim ve sonun da oldu hanım üçüz dogurdu ondan aglıyorum
hocam.Deyince nasrettin hoca birden bagırmaya başlar adam aman hocam ne oldu
deyince hoca benim hanım dünden beri kırkharamileri okuyo ondan bagırıyorum
demiş...
TRAKTÖR
Köylü vatandaşın birisi ne zaman traktöre binse bakıyorki cinsel istek duyuyor.
Hemen eve koşturuyor, hanımını çağırıyor. Hanımı gelene kadar adamın isteği gidiyor.
Adam çaresiz tekrar traktörü kullanmaya gidiyor. Traktörü kullanırken cinsel isteği yine kabarıyor.
Eve koşturuyor. Hanımı hazırlanana kadar adamın isteği yine gidiyor. Bu bir kaç kere bu olay tekrarlanıyor.
Adam bakıyorki olacak gibi değil, doktora gitmeye karar veriyor. Doktora derdini anlatıyor. Doktorda :
-Kolayı var diyor. Eline bır tüfek alacaksın. Cinsel istek duydun mu havaya ateş edeceksin.
Hanımın koşturarak gelecek ve işini halledeceksin, diyor. Adam köye geri geliyor. Traktörü kullanmaya başlıyor.
Cinsel istek duyuyor, havaya ateş ediyor. Hanımı koşturarak geliyor adam işini hallediyor. Bu sürekli devam edıyor.
Yolda bir gün doktoru görüyor. Doktor nasıl gidiyor diye soruyor : -Doktor bey size çok tesekkür ederim, diyor köylü.
Halimden çok memnunum. Adam tekrar işine gidiyor.
Traktörün tepesinde yine cinsel istek duyuyor havaya ateş ediyor hanımı geliyor işini yine hallediyor.
Bu olay böyle devam ediyor.Bir gün yine yolda doktorunu görüyor.
Doktor nasıl hayatından memnunmusun dıye soruyor köylü vatandaşa.
Köylü vatandaşta : -Doktor bey hiç sorma, diyor. Av mevsimi açıldı bizım hanım orospu oldu, diyor.
ALKOL KONTROLÜ
Sarışın yıldız adayı, üstü açık kırmızı arabasını gecenin
bir vakti iyice tenhalaşmış ve loşlaşmış Hollywood Bulvari'nda hizla
sürerken trafik polisi cevirdi. -Hanimefendi, ehliyetiniz lütfen..
-Ehliyet nedir, afedersiniz? -Kredi kartı büyüklüğünde bir karttür,
hanümefendi. Üzerinde resminiz vardir. Sarışın yıldız adayı cüzdanını
çıkardı, içinden bir yığın kart döküldü. Üzerinde resmi olanı buldu,
uzattı. Polis : -Teşekkür ederim, dedi. -Şimdi de ruhsatınız lütfen.
Sarışın mahçup mahçup sordu gene : -Ruhsat nedir? -O da deyim yerinde
ise arabanızın kimlik kartıdır. Genelde torpido gözünde durur, diye
sabırla yanıtladı, polis.. Sarışın torpido gözüne uzandı. Orada
gerçekten öyle bir kart vardı. Onu da polise uzattı. Polis ehliyet ve
ruhsatı inceledi. İkisi de mukemmeldi.Görünürde her şey normaldi ama
ortada da bir gariplik vardi. -Bir dakika lütfen, dedi sarışına ve
motosikletinin yanina gitti. Telsizle merkezdeki nöbetçi arkadaşını
aradı.. Olanları anlattı. Merkezdeki sordu : -Kadın sarışın mı?..
-Evet!.. -Mavi gözlü mü? -Evet!.. -Süper mini mi giyiyor? -Evet.
-Gögüsleri kazağından fırlıyor mu?. -Evet. -O zaman hemen arabanın
yanına git ve fermuarını indir. -Ne çıldırdın mı sen?.. Ben bunu nasıl
yaparım, diye bağırdı trafik polisi. -Sen git dediğimi yap, dedi
merkezdeki.. Trafik polisi sarışının yanına geldi, fermuarını indirdi..
-Neee, diye bağırdı, sarışın. -Gene mi alkol muayenesi.
ANNE
Süpermarkette alisveris yapmakta olan genç
adam, kendisini takip etmekte olan yaslica bir hanimi farkeder. Kadini
görmezlikten gelse de, kadinin dikdik bakmaya devam eder. Nihayet kasa
önünde kuyruga gelirler. Kadin adamin bir kaç sira önüne düsmüstür.
"Özür dilerim" der kadin"..böyle dik dik bakmam sizi rahatsiz etmis
olmali.. üzgünüm. Ama geçenlerde ölen ogluma o kadar benziyorsunuz
ki..." "Bunu duydugma üzüldüm," diye cevap verir genç adam "Sizin için
yapabilecegim birsey var mi?" "Evet," der kadin, Simdi ben disari
çikarken 'Güle güle , anne!' diye seslenebilirmisiniz bana? Bu bana iyi
gelecek." "Tabii ki," diye cevap verir genç adam.Yasli kadin çikarken
genç adam ona el sallar ve 'Güle güle , anne!." diye bagirir. Birisni
mutlu etmenin derin hazzi içinde kendi kendine gülümser. Kendini çok iyi
hisseder. Ödeme sirasi kendine gelince kasanin 127 dolar yazdigini
görür. "Bu nasil olur?" diye sorar kasiyere "alt tarafi üç parça bir sey
aldim!." Kasiyer gayet sakin "Anneniz, onun hesabini da sizin
ödeyeceginizi söyledi.."
TEMEL VAMPİR
Bir Ingiliz vampir, bir Fransiz vampir, bir de Temel vampir
ucakta gidiyorlarmis. Bir sure sonra Ingiliz vampir aralarindan
ayrilmis, asagilara dalmis. Bir sure sonra geri gelmis ki, agzi yuzu kan
icinde. Sormuslar: - Ne oldu, nereye gittin? Ingiliz vampir : - Su
asagidaki beyaz evi gordunuz mu? Cevap:- Gorduk. IV: - Onun yanindaki
duvari gordunuz mu? Cevap: - Gorduk. IV: - Onun yaninda uyuyan kucuk
cocugu gordunuz mu? Cevap: - Gorduk. IV: - Iste ben o cocugun kanini
ictim, geldim. Yolculuk devam eder. Bir sure sonra Fransiz vampir de
ayni sekilde ayrilip asagilara gider ve geldiginde onun da yuzu gozu kan
icindedir. Yine sorarlar: - Nereye gittin? Fransiz Vampir: - Su
asagidaki agaci gordunuz mu? Cevap: - Gorduk. FV: - Onun yanindaki kucuk
kutuyu gordunuuz mu? Cevap: - Gorduk. FV: - O kutuya yaslanmis yatan
adami gordunuz mu? Cevap: - Gorduk. FV: - Iste ben o adamin kanini ictim
geldim. Yolculuk yine devam eder. Bir sure sonra Temel Vampir ayni
sekilde ayrilir ve o da agzi yuzu kan icinde geri gelir. Ona da
sorarlar: - Nereye gittin? Temel Vampir: - Su asagidaki evi gordunuz mu?
Cevap: - Gorduk. TV: - Peki onun yanindaki diregi gordunuz mu? Cevap: -
Gorduk. TV: - Iste ben o diregi gormedim.........
CİN
Adamin biri California'da bir kumsalda yururken ayagi eski bir lambaya takilmis, adam lambayi kumlarin icinden cikarmis.Dalgasina "Belki cin cikar" deyip ovalamis lambayi, harbi harbi cin cikmis. adam cok sasirmis, cin baslamis konusmaya "Tamam,
tamam.Beni lambadan kurtardin vs ..." "Bu, bu ay icinde dorduncu cikarilisim ve bu isten sikilmaya basladim bu yuzden 3 dilegi unut. Sadece 1 dilek hakkin var!" Adam oturmus ve bir sure dusunmus ve
"Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama ucaktan korkarim ve deniz beni cok tutar.Benim icin Hawaii'ye bir kopru yap boylece arabayla oraya gidebileyim" demis. Cin gulmus ve "Bu imkansiz. Bu isin lojistgini dusun! Koprunun ayaklari nasil Pasifik'in dibine ulasabilir? Ne kadar beton gerektigini, ne kadar celik gerektigini dusun. Hayir,baska bir dilek dusun" demis.
Adam tamam demis ve gercekten guzel bir dilek dusunmeye baslamis.
En sonunda,Dort kere evlendim ve bosandim.Butun karilarim her
zaman duyarsiz oldugumu ve onunla ilgilenmedigimi soylerdi.
Bu yuzden, kadinlari anlayabilmeyi diliyorum...Nasil hissettiklerini ve neden agladiklarini,bir sey soylemedikleri zaman gercekten ne istediklerini...onlari nasil gercekten mutlu edebilecegimi bilmek istiyorum..." Cin cevap vermis: "Kopru iki seritli mi olsun dort seritli mi????!!!”
RAKI SOFRASI
Cindy Crawford ve Asim, bir vapur kazasi neticesinde issiz adaya duşerler.
Ne yapsinlar, can sıkıntısından sabah akşam birlikte olurlar. Ancak, bir
sure sonra, Asim, durumdan zevk almamaya başlar.Cindy çildirir. Asim'a,
ne oldugunu sorar, ne isterse yapabilecegini soyler.Her turlu fantaziyle ve
herşeyiyle emrine âmade oldugunu, nerede hata yaptiysa duzeltmeye çalişacagini anlatir. Asim inatla Cindy'ye "istedigim şeyi yapabilmen mumkun degil" der. Cindy çaresizlik içinde israr eder ve herşeyi goze aldigini soyler. Asim, en sonunda "Bir denemeye" karar verir. Önce Cindy'nin saçlarini kisacik keser. Sonra üstünü ortecek biçimde ceketini giydirir. Kestigi saçlardan biyik yapar. Cindy, ne oldugunu anlamaya çalişirken, Asim onu, mumkun oldugu kadar erkege benzettikten sonra akşam olunca sahile gelmesini soyler. Akşam olur ve
Cindy erkek kiliginda sahile gelir bakar ki Asim mukellef bir raki sofrasi hazilamiş ve masayi mezelerledoldurmuştur. Asim ve Cindy masaya otururlar ve
Asim elini kanka modunda Cind'nin omzuna koyar ve şoyle der:
"Ulan Kazim, bir aydir kiminle sevişiyorum,
soylesem inanmazsin
GÖRMEYE BAŞLADIM
1998 yilinda Avrupada bir kentte feministler toplantisi yapilmis her ülkeden
konusmacilar katilmis.belirli kararlar alindiktan sonra diger toplantida
bulusmak için karar alinmis ve toplanti sona ermis.1999 yilinda feministler
yinebir araya gelmisler.ve konusmacilar konusmaya baslamis1ar.
Konusmaci Alman bayan baslamis anlatmaya :
-Geçen sene aldigimiz kararlar neticesinde eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra bulasiklari ben yikamiyorum al kendi bulasigini kendin yika
dedim 1.gün bisey görmedim 2.gün bisey görmedim 3. gün bi baktim hem benim
bulasiklarimi yikiyor hemde kendi bulasiklarini yikiyor o günden beri çok
mutluyuz.
2. konusmaci ingiliz bayan anlatmaya baslamis kararlarimizi aynen bende
uyguladim eve gittigimde kocama dedim ki :
-Bundan sonra çamasirlarini yikamiyorum kendi çamasirlarini kendin
yikayacaksin.1. gün bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün bi baktim
hem benim çamasirlarimi yikiyor hemde kendi çamasirlarini yikiyor. O günden
beri çok mutluyuz demis
3. konusmaci Türkiye den baslamis anlatmaya bende geçen sene aldigimiz
kararlari aynen uyguladimo gün eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra yemek yapmiyorum kendi yemegini kendin yapacaksin dedim1. gün
bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu
görmeye basladim, demis
AĞAÇLARDAN GÖREMİYORUM
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor :
-Dursun ormanın güzelliğine bak.
Dursun:
-Ağaçlardan göremiyorumki.
AIDS
İdam cezalarında mahkum istediği ölüm tarzını seçebiliyormuş. Temel, AIDS ile ölmek istediğini belirtmiş. Şırıngayla HIV virüsü zerkedip sonra salıvermişler. Temel sevinç icindeymiş.
-Aldattum onları, diyormuş. Kurtuldum sayılır. Şırınga yapılırken prezervatif kullandum.
ZEKA
Akşam geç vakit lokantaya giren Gazeteci Musa Ağacık, lokantadaki garsonu çağırarak :
" Kardeşim demokrasi ve hak adına bana git bir şeyler getir. Karnım çok aç " dedi.
" Peki efendim " diyen garson içeri gider. Biraz sonra elinde bir tabakla gelerek :
" Buyrun efendim " der. Musa bey, bakar sonra :
" Bu ne " der. Garson :
" Efendim, bu dana dili. Sadece bu kalmıştı da onu kızartmıştım " deyince Musa Ağacık elinin tersiyle tabağı ileri doğru iterken :
" Kardeş, demokrasi ve hak adına sen bunu al götür. Ben öyle ağızdan çıkan pis şeyleri sevmem " dedi. Sonrada :
" En iyisi bana iki yumurta kırda getir " der.
KAMYON ŞÖFÖRÜ
Diyarbakırlı birisi kamyonuyla Adana`da gidiyormuş.
Radyo'dan bir anons duyulmuş : -Adana`da seyreden yolcularımız, şehrimizi kısa bacaklı, uzun kollu, kırmızı suratlı ve cüce uzaylılar basmıştır ama onlardan korkmayınız ve dost olmaya çalışınız.
Adam yoluna devam etmiş ve bir iki saat sonra adamın tuvaleti gelmiş.
Bir çalı kenarına inmiş. Tam işini yapacakken çalı sallanmış.
Bizim şoför önce ürkmüş ama radyo anonsunu hatırlamış veee :
-Diyarbakırlıyam, kamyon şoförüyem, sizinle tanışmak istiyem.
Ses gelmemis. Adam tekrar :
-Diyarbakırlıyam, kamyon şoförüyem, sizinle tanışmak istiyem.
Yine ses gelmeyince adam bağırarak :
-Diyarbakırlıyam, kamyon şoförüyem, sizinle tanışmak istiyem.
Çalının arkasından ürkek bir ses : -Urfalıyam, tır şoförüyem, sıçıyam.
DOKTOR
80 yasinda bir adam doktora gider. Doktor adamin sagligini sordugunda adam "harika, 18 yasinda bir karim var ve benden hamile" der.
Doktor birkac dakika dusundukten sonra adama doner ve "sana bir hikaye anlatacagim"der.
"Avlanmaktan cok hoslanan bir adam varmis. Her gun tufegini alarak ava gidermis.
Fakat bir gun dalginlikla yanina tufek yerine semsiyesini almis. Ormana gitmis.
Agaclarin arasinda yururken karsida bir geyik gormus. Hemen semsiyeyi cikarmis nisan almis ve...pat...geyik yere yigilmis.
" Ihtiyar sasirmis ve doktora donerek "Olamaz...Baska birisi vurmus olmali demis.
Doktor: "KESiNLiKLE!" .
HZ. İSA
İsa Mesih, bir gün çölde gezinirken, ağlayan bir ihityar görmüş ve
yanına yaklaşıp, derdini sormuş. İhtiyar: -Kaybolan oğlumu arıyorum ama
artık umudu kesmek üzereyim, deyince İsa Mesih yaşlı adama acımış ve :
-Oğlunu beraber arayalım, demiş. Ve sonra sormuş : -Peki, demiş, oğlunu
tanıyacağımız bir işaret, bir iz var mı? Mesela doğum lekesi filan...
İhtiyar : -Evet, oğlumun ellerinde ve ayaklarında çiviler vardı... -İsa
Mesih'in gözleri dolmuş ve haykırmış : -Baba!!! İhtiyar da haykırmış :
-Pinokyo!!!
PATATES
-Temel Amerikan gizli servisi CIA'e girmeyi başarmıştır,ve CIA'de yabancı ajanlar arasında seçme yapılacaktır.Neyse...Bu yarışmaya Temel,Hans ve Joe katlmıştır.Bunlara verilen görev ise karanlık bir odada kamufle ve odada sadece çuvallar vardır.İlk önce Hans odaya girer.Hans'ta tek çare olarak kamuflaj olmak için çuvalın içne girer.5 dakika geçer sonra odaya bunları test edecek gözetmen gelir.Yerde çuvalı görür,çuvala bir tekme atar,ses gelmez,bir tekme daha atar,ses gelmez,bir tekme daha atar,en sonunda çuvaldan ses gelir: -Mivayyy,tamam der gözetmen beni kandırmayı başardın...
Sonra aynı şeyler Joe'ya da olur.Joe'da çuvalın içine girer ve gözetmen içeri girer.Çuvala bir tekme atar,ses yoktur,bir tekme daha,bir tekme daha,bir tekme daha,derken çuvaldan bir ses gelir:
-Hav,hav,gözetmen yine tamam der beni kandırdınisınavdan geçtin,
Sıra Temel'dedir.Temelde naapsın garibim,girer çuvalın içine.Ardından beklenen olur,gözetmen içeri girer ve çuvalı tekmelemeye başlar,bir tekme atar,bir tane daha,Temelden ses çıkmamaktadır.Gözetmen çuvalı 10-15 kere tekmeler.Temel çuvalın içinde kızarmıştır. İki büklüm olmuştur.Gözetmen teklemeleye devam etmektedir,en sonunda temelden bir ses gelir:
-Patates,patates..
ZENCİLER
-Bir çölde 10 zenci geziyormuş.
Alaattinin lambasını bulmuşlar.
Neyse ovalamışlar filan Alaattinin lambasından Hüseyin çıkmış(cinin adı).
Dileyin benden ne isterseniz demiş zencilere.
Sırayla sormuş. İlk zenci beni beyaz yap demiş.
Hüseyin iyi düşün demiş sadece bir tane cevap hakkın var.
Zenci tamam uzatma,beni beyaz yap diye cevap vermiş.. Hüseyinde emri yerine getirmiş.
Sonra ikinci zencide beni beyaz yap demiş, üçüncüde, dördüncüde...Bu beyaz yapma olayı dokuzuncu zenciye kadar devam etmiş.
Son zenci ise biraz piç(muzur) bir zenciymiş.Gıcıklık olsun diye şöyle demiş:
-Ulan piçlik değilmi şimdi bunların hepsini tekrar zenci yap.
Bu konuyu bir atasözüyle özetlersek:Şanssız deveyi çölde kutup ayısı si... :-0 Muhahaha...
KORSAN
Bir liman barinda bir denizci ve bir korsan sohbet etmekte ve karsilikli
maceralarini anlatmaktadirlar.
Korsanin tahta bacagini, elindeki kancayi ve bir gozunu kapatan bandi
farkeden denizci sorar:
"Eee,bacagini nasil kaybettin?"Korsan anlatir:"Denzin ortasinda firtinaya
yakalanmistik. Dev bir
dalga beni güverteden aldi goturdu. Adamlarim beni gemiye cekerken bir grup
kopek baligi ortaya cikti ve aralarindan biri bacagimi kopariverdi.."
"Korkunc..." diye sizlanir denizci "peki o kanca nedir?"
"Aaa...," diye devam eder korsan, "bir ticaret gemisine borda etmistik,
tabancalar patliyordu, kiliclar sakirdiyordu. O kargasada elim koptu
gitti... kimin yaptigini goremedim bile.."
"Aman Tanrim.. dehset verici bir sey bu.... peki gozunun ustundeki bant
nedir?"
"Bir marti geldi ve gozumun ustune pisledi..." diye cevap verir korsan.
"Yani gozunu bir kus pisligi mi kor etti?" diye merakla sorar denizci..
"ama
nasil olur?"
Korsan gayet sakin anlatir: "Kancayi taktiklari ilk gundu, tamam mi?"
KAPTAN
Bir gün yolcular İngiltere'ye seyahat icin ucagi
binmisler. Ucak kalkmis. Bir anda ucak sallanmaya
baslamis. Ters dönmüs,bir asagi bir yukari giderken
bütün herkesin migdesi bulaniyormus. Sonra yolcularin
biri dayanamayarak kokpite gitmis. Pilot kakir kakir
gülüyormus. Ya kardesim niye gülüyorsun demis adam
Pilotta benim timaraneden kactigimi ögrenince
suratinizin seklini merak ediyorum da ondan demis...
FENNIİ SÜNNETÇİ
Fenni sünnetcinin birisi tüm meslek hayti boyunca kestigi sünnet
derilerini biriktirmis ve emekli oldugu gün bir dericiye giderek
biriktirdigi bütün derileri vermis ve bunlardan bana deri bir esya yapin
demis ve tatile cikmis. Tatil bittikten sonra dericiye gitmis tekrar ne
yaptiniz benim derileri diye sormus.
Derici kücük bir cüzdan cikartarak adama vermis.
Adam cüzdani görünce cok sasirmis yillardir biriktirdigim onca deriden
cika cika bu cüzdanmi cikti diye sormus.
Derici o basit bir cüzdan degil efendim demis. Öyle kücük olduguna
bakmayin oksayinca valiz oluyor demis...
RESSAM TEMEL
Brejnev, Küba'ya gelecekmis. Kübalilar toplanmis, bir hosluk
yapacaklar.
Ülkenin en iyi ressamina basvurmuslar. Bir tablo yap. Adi "Brejnev
Küba
da" olsun diye.
Ressam:
"- Hadi oradan" demis.
"- Ben adami görmedim bile. Adam hayatinda Küba'ya gelmedi. Simdi ben
nasil "Brejnev Küba da" diye atmasyondan resim yaparim?"
Tesadüf bu ya. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada.
Sikintiyi duymus.
"- Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro
verirseniz"
diye. Vermisler.
Temel bir hafta sonra, Kübalilar'i cagirmis.
- "İste tablonuz" demis. Tuvalin üzerini örten bezi hizla asagi
cekivermis. Kübalilar da donuvermisler. Tabloda, yatakta iki kisi, al
takke ver külah.
- "Bu ne" diye gürlemis, Turizm Bakani.
- "Bu ne?.. Bu kadin kim?.."
- "Brejnev'in karisi!" demis, Temel.
- "Peki bu üstündeki adam kim?"
- "Brejnev'in usagi!.."
- "Peki Brejnev nerde ulan!.."
- "Brejnev Küba'da" demis Temel!
KAZAZEDE
Kurtarma ekibi ucagin dustugu bolgeye geldiginde bir de bakar ki...
Adamin biri sirtini bir agaca dayamis, elinde bir but yiyor. Agacin
yaninda da yedigi butlardan olusan bir kemik yigini...
Yedigi buttan kafasini kaldirip kurtarma ekibini goren kazazede
bagiriyor:
-"Sukurler olsun Tanri'ya, kurtuldum."
Kurtarma ekibi tam bir sok icinde kemik yiginina bakiyor. Belli ki adam
arkadaslarini yemis.
Kurtarma ekibinin yuzundeki dehset ifadesini sezen kazazede atiliyor:
-"Beni bu yuzden hic yargilamaya hakkiniz yok. Hayatta kalmak icin
yaptim."
Yasam icgudusu bu!
Kurtarma ekibinin lideri adama dogru ilerliyor, bir yandan da inanilmaz
manzara karsisinda hayretten kafasini iki yana sallamaktadir, kazazedeye
bakiyor ve...
-"Hayatta kalmak icin kullandigin yasam icgudusune bir diyecegimiz yok
da...
Allah'in belasi herif, bu ucak daha dun dustu!"
MUZ
Diyarbakır tren garından İstanbul'a gelmek için yola çıkmıştı Haso ile Reşo.
Trende birlikte yolculuk yaptıkları bir yolcuyu muz yerken gördüklerinde, muzun ne menem bir şey olduğunu merak ettiler.
Trenin durduğu ilk istasyonda birer muz satın aldılar. Tedbir olsun diye Reşo :
-Haso, sen yemeyesen ben yiyacağım bana birşey olursa sen yardımcı olacaksın, der.
Reşo muzu ısırır ısırmaz tren tünele girer. Reşo bağırır :
-Ula Haso sakın yemeyesen, ben yemişem, kör olmuşam!
ATEIST
Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş.
"Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş.
Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış.
Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş.
Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış.
Tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı dönmüş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş.
Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama:
"Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun?
Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?"demiş. Adam utanç içinde:
"Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki ayıyı dindar yapabilirsiniz." demiş.
Ses: "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya başlamış. Herşey eski haline dönmüş.
Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış:
"Allahım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."
BANKA SOYGUNU
Temel ile Dursun bir banka soymuşlar ve kaçıyorlarmış. Arkalarından banka bekçisi bağırmış "durun lan orospu çocukları" diye bağırmış. Temel' de Dursun' a "ula Dursun peni tanidi sen kaç" demiş...
GAZMAN TEMEL
Fransız,İngiliz ve bizim Temel bir yarışmaya katılmışlar.
Yarışmada fransız,temel ve ingize bir tencere fasulye yedirmişler.
Onlar da otuzuncu kata kadar gaz çıkarmadan ve tuvalet yapmadan çıkacaklarmış.
İlk Fransız çıkmış,ama on beşinci katta dayanamamış gaz çıkarmış.Sıra İngilize gelmiş,
o da yirminci katta dayanamış tuvaletini yapmış.Sıra bizim Temel'e gelmiş,o yirmi beşinci kata kadar çıkabilmiş,
ama artık dayanamayacakmış.Orada bir bebek görmüş.açmış bezini ve tuvaletini yapmış.Sonra yoluna devam etmiş ve yarışmayı kazanmış.
GİNESS rekorlar kitabını ilk sayfasında Temel adında biri fasulye yemiş,30. kata kadar gaz çıkarmadan ve tuvaletini yapmadan çıktı.
Sayfanın arka tarafında ise 3 kilo bebek 5 kilo sıçtı diye yazıyordu.
AİLE İÇİ
Bir gün erkek kardeş ablasını banyoda çıplak yakalamış;
ablasına "göğüslerini elliye bilir miyim?" diye sormuş.
Ablasıda hayıır demiş. Kardeşide erkeklerle flört ettiğini babama söylerim demiş.
Ablası ellletmiş. Akşam ablası porno film seyrederken kardeşide "bizde bunlar gibi yapalımmı?"
demiş. Ablası hayır demiş erkek kardeşte göğüslerini elletiğini babama söylerim demiş.
Bunlar yapmışlar çıkmışlar, ablası; "Sen babamdanda iyi yapıyormuşsun" demiş. Erkek kardeşte; "
Annemde öyle söylüyor!" demiş.
ALDATMA
3 adam varmış karılarını aldatmaya karar vermişler yolda giderken arabayla kaza yapmışlar hepsi cennete gitmiş orda sormuşlar 1. sine kaç kere karını aldattın dieadam 50 kere demiş ona bi tane serçe vermişler 2. ye sormuşlar karını kaç kere aldattın die 25 kere demiş ona bi bmw vermişler 3 .ye sormuşlar karımı hiç aldatmadım demiş ona porş vermişler bigün hepsi hayatların dan memnun ken porş u olan adam hüzünlü bi şekilde gelmiş sormuşlar noldu die karımı gördüm demiş ne güzel falan dmişler bunda ne kötülük olabilirki demişler adam demişki karım bisiklete biniyordu...
TEMEL İLE FADİME
Temel çok masturbasyon yaptığı için babası onu tez zamanda evlendirmiş.bir gün babası temeli ziyarete gelince kapıyı fadime açmış.temel nerde sorusuna fadime merdivenin altında yanıtını vermiş.babası merdivenin altında temeli masturbasyon yaparken görünce biz seni yalnız yapasın diyemi evlendirdik demiş.temel de kızma babacığım fadimenin kolu yoruldu onun için yalnız yapıyorum demiş
BEBEK
Adamın biri misafirliğe gitmiş.Akşam olunca sormuşlar:-Bizim odadamı?-Bebeğin odasındamı yosa boş odadamı yatmak istersin demişler.Adam karı kocayı rahatsız etmek istememiş.Bebekte uyanır gece diye boş oda demiş.Sabah adam yüzünü yıkamaya gitmiş.Yanında güzel bir kız havluyu uzatıyomuş.Kızım senin adın ne demiş.Kız Bebek demiş.Peki ya sizin? Eşşek kızım eşşek demiş adamda.
İNTİK
Bir gün bi çocuk varmış ve sürekli babasından para kopartıp kopartıp porno filimlere gidiyomuş.sonra birgün babası yine para vermiş ve -ulan bak bu son verişim ya adam gibi bi filme git ya da bi daha sinemayı falan unut- demiş.çocuk da peki demiş.sonra çocuk gelince babası hangi filme gittin diye sormuş.çocuk da intikam peşinde ye demiş.Ooo afferin aferin demek artık macera filmlerine de gidiyosun,bravo sana demiş.peki filmin başkahramanının adı neydi demiş.çocuk da İNTİK deyip tabanları yağlamış.
I'M SORRY
Temel barda oturuyormus,yanina bir kovboy gelmis parmagini siklatmis,garson kafasina elma koymus,kovboy bir kursunla elmayi ikiye ayirmisve I'm John demis.bir kovboy daha gelmis, ayni seyleri yapmis ve I'm Smith demis.Temel'in çok hosuna gitmis,o da parmagini siklatmis,garson kafasina ceviz koymus,Temel cevizi deil,garsonun kafasini uçurmus ve I'm Sorry demis
|